İçe Basma

Torsiyon

İçe dönük veya dışa dönük yürüme 5 yaş altındaki çocuklarda sık görülen ve ailelerin endişeye kapılmasına sebep olan durumlardır. Genellikle erken çocukluk döneminin geçici deformitesidir.  Gelişim sürecinin bir parçası olan ve geçici olarak gözlenenler ile patolojik olan deformitelerin ayrılması, tanı tedavi için ailelerin doğru yönlendirilmesi önemlidir.

Rotasyon kusurları uyluk kemiği (femur), kaval (tibia) kemiği ve ayak kaynaklı ortaya çıkabilmektedir.

İçe dönük (içe rotasyon) yürümenin en sık nedenleri kaval kemiğinin içe dönüklüğü (İnternal tibial torsiyon), uyluk kemiğinin içe dönük olması (femoral anteversiyon) artışı ve ayak tarak kemiklerinin içe dönük pozisyon bozukluğu (metatarsus adduktus) iken, dışa dönük (dış rotasyon) yürümenin nedeni sıklıkla kaval kemiğinin dışa dönük (tibial external rotasyon) olmasıdır.

Belirtileri

Birey yürüme esnasında açısal olarak kusurlu basar. Normalde yürüme çizisi ile ayakların aksı arasında 5-10 derece dışa açılanma söz konusudur. Bu açının içe veya dışa bozulduğu gözlenir. . Açı bozukluğu çok ağır değilse çocuk aktivitesinde kısıtlanma gözlenmez, ağrısızdır.

Fizik muayenede bacaklar kalça ve dizilim kusurları açısından dikkatli muayene edilir. Tanı için radyolojik tetkik gerekli değildir.

Eğer basma kusuru aşırı ise veya muayenede nörolojik ya da ortopedik patoloji düşündürecek bulgu varsa ek tetkik yapılır.

Tedavi

Cihazlama (ortez) ve fizik tedavinin faydası yoktur. Deformitenin gelişim ile 8 yaşına kadar gerilemesi beklenir. 8 yaşını geçmiş çocuklarda fonksiyonel kısıtlılık ve/veya belirgin kozmetik kusur varsa cerrahi tedavi uygulanır. Gözlemlerde çocukta aktivitede ağır etkilenme ve/veya ağrı olması durumunda 8 yaş beklenmeden tedavi gerekebilir.

Doğumsal Çarpık Ayak

DOĞUMSAL ÇARPIK AYAK

(PES EKİNOVARUS- PEV)

Yaklaşık 1000 canlı doğumdan birinde ortaya çıkan, erkek çocuklarda daha sık görülen, bazen her iki ayağı ekileyen doğumsal bir deformitedir. Ayakta taban dahil tümüyle içe dönüklük vardır. Deformitenin ağırlığı çok hafiften tam dönük ayak tabanına kadar kadar değişken olabilir. Ayaktaki kemiklerde eklemler arası ilişkiler bozuktur. Ayrıca baldır kasları kısa ve gergindir.

TANI: Genellikle hamilelik döneminde ultrasonografi takipleri esnasında tanı konabilir. Yenidoğan bebekte ayaktaki şekil bozukluğu çok belirgindir ve tanı ivedilikle konur.

TEDAVİ: Tedaviye zaman kaybetmeden başlanmalıdır. PONSETİ yöntemi ile şekil bozukluğuna sebep olan kaslar ve bağlar esnetilir ve alçılama yapılır. Ayaktaki bozukluk tek seferde düzeltilemez. Ayak kemikleri arasındaki bozulmuş ilişkiler (çıkıklar) aşama aşama düzeltilir ve alçılama ile elde edilen düzeltme 1 hafta süre ile korunur. Haftalık değiştirilen alçılar öncesinde germe ile kademeli düzeltme uygulanır. Ortalama 4-6 alçılama yapılarak düzeltme tamamlanır. Son alçı 3 hafta süre ile ayakta kalmalıdır. ALÇILAR DİZ ÜSTÜ SEVİYEDE OLMALIDIR. Alçı tedavisi ile düzeltilen ayak ORTEZ ile korumalıdır. Eğer düzenli ortez kullanılmazsa hastalık yüksek oranda nüks eder. Ortez kullanım süresi takip sırasında takip eden hekim tarafından belirlenir. Ortez tedavisi sonlandırıldıktan sonra hasta erişkin yaşa gelene kadar takip edilir.  

CERRAHİ TEDAVİ:  

Aşil gevşetme: Seri alçılama ile ayak düzeltilir. 4. Veya 5. Alçıdan sonra topuk pozisyonu ve aşil tendonu kısalığı değerlendirilir. Eğer Aşil tendonunda kısalık devam ediyorsa aşil gevşetmesi ve nihayi alçılama uygulanır. PEV’li bebeklerin yaklaşık %90’ı bu girişime ihtiyaç duyar.

Tendon Transferi:  Çocuk yürümeye başladıkta sonra kaslarının anormal çekmesine bağlı dinamik supinasyon deformitesi gelişebilir. Bu durumda Tendon transferi ameliyatı uygulanabilir.   Aileyi kaygılandıran bu ayak deformitesi alçılama ile başarılı olarak tedavi edilebilir. Özel ayakkabı kullanımı gerektirmeyen, esnek ayak elde edilir.

Düz Tabanlık

Düz tabanlık (Pes Planus) Nedir?

Düz tabanlık, ayak kemerinin normalden daha az veya hiç olmaması durumunu ifade eder. Bu durum, ayak tabanının yere çok geniş yüzeyle temas etmesiyle karakterizedir. Düztabanlık oldukça yaygın ve genellikle ağrısız bir durumdur. Çocuklarda en sık sebebi bireyin genetikaktarımla kazandığı bağ gevşekliğidir. İleri yaşlarda travmaya veya tendon yetersizliğine bağlı gelişebilmektedir.

Düz tabanlık (pes planus) Neden Olur?

Bebeklerde ve küçük çocuklarda ayak yapısı düztabandır, çünkü ayak kavisi henüz tam anlamıyla gelişmemiştir. Çocuklarda ayak kavisi zamanla gelişir, ancak bağ gevşekliği olan ve kas kuvvetlerinde dengesizlik olan çocuklarda ayak kavsi geliştirmez. Bu çocuklarda aşil tendonu kısalmış olabilir.

Bazı bireylerin doğum esnasında ayak kemik ve yumuşak dokularında bozukluklar vardır. Bu bozukluklar yürüme sonrasında düztabanlık olarak kendini gösterir. Bu hastalarda düztabanlık serttir ve deformite daha ağırdır.

Düz tabanlık (pes planus) Belirtileri Nelerdir?

Birçok düztabanlık (pes planus) vakasında durum ile ilişkili herhangi bir belirti veya semptom görülmez. Ayak şekil bozukluğu ebeveynleri endişelendirebilir. Çocuklarda erken yorulma ve yorgunluk ağrısı görülebilir. Ayrıca ayakta nasırlaşmalar görülebilir.

.

Düz tabanlık (Pes Planus) Nasıl Teşhis Edilir?

Düz tabanlık genellikle ağrısızdır ve çocuk durumdan rahatsız değildir. Aileler şekil bozukluğu sebebi ile endişelenirler. Bazı çocuklar yaşıtlarına göre erken yorgunluk ve/veya efor sonrası ağrı hissederler. Ayaklarda nasırlaşmalar olabilir.

Hastanın ayağı değerlendirilir ve esnek düz tabanlık / sert düz tabanlık ayırımı yapılır. Bu ayrım fizik muayenede çocuğun parmak ucuna yükselmesi ile ayak kavsinin oluşup oluşmadığına bakılarak yapılır.

Ağrılı veya sert düz tabanlık olgularında radyolojik değerlendirme gerekebilir.

Düz tabanlık Nasıl Tedavi Edilir?

Düz tabanlık için genellikle tedavi gerekmez, çünkü çoğu hasta ağrısızdır. Ancak ayak ve ayak bileği sorunları mevcutsa hastanın yaşam konforunu arttırmak için tedavi ve takip uygulanmalıdır.

Fizik Tedavi: Ayak kaslarını ve bağ dokusunu güçlendirmek ve esnekliğini artırmak için fizik tedavi önerilebilir. Özellikle aşil tendonu kısalığı olan çocuklar fizik tedaviden fayda sağlar.

Ayakkabı Seçimi: Destekleyici ve iyi yapılandırılmış ayakkabılar, ayak kavisini destekleyebilir ve semptomları hafifletebilir.

Özel Tabanlık veya Ayakkabı Desteği: Ayak kavisini desteklemek için kişiye özel yapılmış tabanlık kullanılabilir.

Ameliyat: Nadiren uygulanır. Deformitesi fazla olan ve şiddetli ağrıları olan çocuklara cerrahi müdahale önerilebilir.

Perthes Hastalığı Nedir?

Perthes hastalığı, uyluk (femur) kemiğinin kalça eklemini yapan baş kısmında kan dolaşımının bozulmasına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Uyluk kemiğinin küreye benzer yuvarlak baş kısmı kemiği canlılığını yitirir. Etkilenen damarın büyüklüğüne bağlı olarak femur başının etkilenen kısmının büyüklüğü değişir. Femur kemiğinin canlılığının yitirmiş olan baş kısmı zamanla yumuşar ve deforme olur. Deformasyon sürecinde vücut bu ölü kemik bölgesini ortadan kaldırıp yeni sağlıklı kemik oluşturur (iyileşme sürecini başlatır). Yıllar süren iyileşme sürecinin sonunda kemik dokusu tamamen iyileşir.  

Sıklıkla 4-8 yaşlarında gelişen perthes hastalığının kesin sebebi bilinmemektedir. Ailesinde perthes olan çocuklarda rastlanma ihtialinin fazla olması genetik yatkınlığa işaret eder. Hiperaktif çocuklarda hastalık sıklığı artmıştır.

Tanı: Hastalığın ilk bulgusu kalça ağrısıdır. Diz ağrısı, topallama gibi şikayetler ile başvuran hastalar da vardır. Çekilen röntgen tanı için yeterlidir. Hastalığın erken evresinde röntgen tamamen normal olabilir. Uygulanan basit tedaviler ile kalça ağrısının devam etmesi halinde ek görüntüleme yapılarak tanı konulabilir.

Tedavi:

Tedavi seçenekleri periyodik takipten kemik cerrahi tedavisine kadar değişir. Hangi tedavinin uygulanacağına seçiminde hastanın yaşı, hastalığın ağırlığı ve seyrine göre karar verilir. 6 yaşından küçük çocuklar için takip etmek genellikle yeterli olmaktadır. Hastanın yürümesi kısıtlanmaz ancak sportif aktivitelerde düzenleme yapılır. Takipte kalça hareketlerinin bozulması ve radyolojik değerlendirmede kötüleşme görülmesi durumunda ilave tedaviler gündeme gelmektedir.

6 yaş üstü çocuklarda tedavide cerrahi uygulama gerekliliği artar.

Takip ve tedavi sürecinde kalça ekleminin hareketlerinin açık olması ve gerekirse fizik tedavi ile desteklenmesi çok önemlidir. Tedavinin amacı hastalık sürecini tamamladığında femur başı şeklinin yuvarlaklığını korumasıdır. Aktif hastalık sürecinde kalça hareketlerinin korunması bu amaca yöneliktir. Hareketlerin kısıtlanması veya radyolojik bozulmanın oluşması durumunda kalça yuvasının (asetabulum), femur başı için kılavuz oluşturacak şekilde konumlandırılması gereklidir. Bunu kemik ameliyatları ile gerçekleştirmek mümkündür.

Gelişimsel Kalça Displazisi

Gelişimsel Kalça Displazisi (GKD)

Gelişimsel kalça displazisi (GKD), kalça eklemi ve çevresindeki dokuların doğru şekilde gelişmediği bir durumdur. Bu durum, genellikle bebeklerde veya küçük çocuklarda ortaya çıkar. Kalça eklemi, gelişim geriliğinden kalça ekleminin çıkığına kadar değişik derecede etkilenir. GKD, tedavi edilmediği takdirde ilerleyebilir ve kalıcı kalça sorunlarına, hatta hayat boyu süren sakatlığa neden olabilir.

Kız bebekler erkek bebeklerden yaklaşık 5 kat fazla etkilenirler.

Nedenleri

GKD her bin bebekten 10-15’inde saptanmaktadır. Gelişimsel kalça displazisinin net nedeni bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri ve olası nedenler şunlar olabilir:

  1. Genetik yatkınlık: Aile öyküsünde GKD olan bireylerde daha sık rastlanır. Bazı genetik hastalıklarda bebekler çıkık kalça ile doğarlar.
  2. Rahim içi pozisyonu: Bebeğin rahim içindeki pozisyonu kalça eklemi gelişimini olumsuz etkileyebilir. Makat geliş (anne karnında ters pozisyonda duran) bebeklerde daha sık rastlanır. Rahim içindeki sıvı miktarının azalması da GKD riskini arttırır.
  3. İskelet sistemi ile ilgili tespit edilmiş deformiteler de GKD riskini arttırır; tortikollis (eğri boyun), diz çıkığı, ayakta şekil bozukluğu(içe veya dışa dönük ayak) ve omurga ile ilgili bozuklukları olan bebeklerde kalça çıkığı daha sık rastlanır.
  4. Kundaklama: Kundak uygulanan bebeklerde GKD sıklığı artmıştır.

Belirtiler

Gelişimsel kalça displazisinin belirtileri genellikle bebeklik veya erken çocukluk döneminde fark edilir. Belirtiler arasında şunlar bulunabilir:

  1. Kasık çizgilerinin eşitsizliği: Bebeğin bir kalça kıvrımı, diğerine göre daha az belirgindir veya tamamen eksiktir.
  2. Asimetrik kalça hareketi ve bacaklar: Bebeğin bir bacağı diğerine göre daha kısadır. Kalçaların yana doğru hareketi kısıtlanmıştır.
  3. Yürüme Problemleri: GKD olan çocuklar yürümeye başladıklarında topallama veya dengesizlik gösterebilirler.

Teşhis

Gelişimsel kalça displazisi, fizik muayene ve görüntüleme testleri kullanılarak teşhis edilir. Ultrason ve/veya röntgen kalça eklemi çıkıklığını veya displaziyi doğrulamak için yeterlidir. Özellikle ilk 6 aylık dönemde ultrason tanı ve tedavi takibinde en önemli yöntemdir.

Bebeklere yaşamının ilk ayı içerisinde herhangi bir belirti ya da şikayeti olmasa da tarama amaçlı kalça ultrasonu yapılması GKD’lerin erken tanısı ve bir çoğunun da basit tedavi ile düzelmesini sağlar.

Bebeğinize yaşamının ilk ayı içerisinde kalça ultrasonu taraması yaptırınız!

Tedavi Seçenekleri

Gelişimsel kalça displazisinin tedavisi, çocuğun yaşına bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  1. Pavlik Bandı: Bebeklerde GKD’yi tedavi etmek için en sık kullanılan yöntemdir. Pavlik bandı, bebeğin diz ve kalçalarını bükerek ve kalça eklemini uygun pozisyonda tutar. 6 aylıktan küçük yaşta tanı almış bebeklerde pavlik bandajı en etkili tedavi yöntemidir.
  2. Alçı Uygulaması: Pavlik bandajının tedavide yetersiz kaldığı veya tanı anında yaşı 6 aylıktan büyük olan bebekler alçılama ile tedavi edilirler. Bu tedavi için bebeğe Genel anestezi verilir ve bebek anestezi altında iken kalça muayene edilerek pelvipedal alçılama uygulanır.
  3. Cerrahi Müdahale: Tanı anında bebeğin yaşı 12 aylıktan büyük ise genellikle cerrahi müdahale gerekir. Kalçanın cerrahi yöntemle yerine yerleştirilmesinden kemik keserek kalça ekleminin düzeltilmesine kadar değişik büyüklükteki ameliyatlara ihtiyaç olabilir.

Önemli Not

Gelişimsel kalça displazisi tedavi edilmezse, ilerleyen yaşlarda kalıcı kalça eklemi hasarına yol açabilir. Bu nedenle, erken teşhis ve uygun tedavi önemlidir. Ebeveynlerin bebeklerinin gelişimini düzenli olarak izlemesi ve herhangi bir anormal durumda hemen tıbbi yardım alması önemlidir.

Sonuç

Gelişimsel kalça displazisi, erken teşhis ve uygun tedavi ile genellikle başarılı bir şekilde yönetilebilir. Erken müdahale, bebeğin sağlıklı bir kalça eklemine sahip olmasını sağlayabilir ve uzun vadeli komplikasyonları önleyebilir.

GEÇİCİ SİNOVİT

Kesin sebebi bilinmeyen ancak ekstra aktivite ve minör travma sonrası oluşabilen eklem ağrısıdır. 3-10 yaş arasında ve erkek çocuklarda sık rastlanır.  Bu yaş grubu çocuklarda kalça ağrısının en sık sebebidir.

Belirtileri

Hasta ani başlayan veya 2-3 gün içinde şiddetlenen kalça ağrısı ve/veya topallama ile doktora başvurur. Çok seyrek olarak ağrı şiddeti yürümeye engel olacak kadar fazladır. Hasta genellikle son 1 ay içinde enfeksiyon geçirdiğini veya düşük enerjili travma yaşadığını ifade edebilir. Ağrılı dönemde genellikle vücut ısısında artma olmamıştır.

Muayene esnasında hafif bir topallama olabilir. Eklem hareketleri hafif ağrılıdır. Ağrı hareketin uç noktalarında artar.

Geçici sinovit tanısı koyduracak herhangi bir tetkik yoktur. Tanı septik artrit ve travmatik kemik eklem patolojileri gibi diğer faktörlerin dışlanması ile konur.

Tetkik

Ağrılı eklem için röntgen çekilmesi ve enfeksiyona yönelik kan tahlili yapılması yeterlidir. Bu incelemelerin normal olması durumunda Geçici sinovit tanısı düşünülür.

Tedavi

İstirahat ve Antiinflamatuar ilaç tedavisi ile kısa sürede gerilemesi beklenir. Hasta 2-3 günlük aralarla kontrol edilir.

SEREBRAL PALSİ  

“Serebral Palsi” farklı nedenlerle beyin hasarı sonrası oluşan ve vücutta değişik ağırlıkta nörolojik etkilenmeye sebep olan bir hastalıktır. Hastalık anne karnında, doğum esnasında ya da doğum sonası dönemde beyne giden oksijen ve kanlanmanın azalması ya da geçici olarak durması ile ortaya çıkar. Beynin zarar gören hücreleri fonksiyon yapamaz, vücutta bu hücrelerin komuta ettiği vücut fonksiyonları etkilenir.

Oluşan beyin hasarı sonrası genellikle kol ve bacaklarda hareket kaybı, hareket koordinasyonunda bozulma ve denge kusurlarına ek olarak görme, işitme kusurları da yaşanabilir. Hastalarda zeka problemi gelişebilir.

Beyindeki hasar ilerleyici değildir. Kol ve bacaklardaki kasların dengesiz kasılması sebebi ile hastalık tablosu ilerler.

TANI

Hastalığın ilk bulgusu Kaba motor gelişme zamanlarındaki gecikmedir. Normal gelişim sürecinde bebeğin 2-4 ayda baş kontrolünü, 4-8 ayda desteksiz oturmayı, 12-18 ayda yürümeyi başarması beklenir. Bu gelişim basamaklarının gecikmesi serebral palsi açısından şüphe oluşturur.

Zamanla kas kuvveti ve kontrolündeki dengesizliğe bağlı olarak hastalık belirgin hale gelir. Bu sürecin hızını ve hastalığın ağırlığını beyindeki hasar miktarı belirler.

TANI ÇOCUK NÖROLOJİSİ UZMANI TARAFINDAN KESİNLEŞTİRİLİR

TEDAVİ

Beyindeki hasarlanmayı tedavi etmek mümkün değildir.

Hastalığın tedavi stratejisi serebral palsinin kısıtlayıcı etkilerinin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik planlanmalıdır. Hastalığın ağırlık derecesine göre her bireyin tedavi ihtiyacı farklılıklar gösterir.

Tanı konduğu anda hasta Fizik Tedavi ve Takip sürecine alınır. Fizyoterapi aile tarafından benimsenerek hayat tarzı haline getirilmelidir.

Hasta Fizik Tedavi Uzmanı ve Çocuk Nörolojisi Uzmanı koordinatörlüğünde MULTİDİSİPLİNER bir ekip tarafından takip edilmelidir. Çocuk Hastalıkları Uzmanı,  Çocuk Ortopedisi uzmanı, Göz, KBB ve Çocuk Nöroşirürjisi uzmanı  ile Pedagog ekipte yer alır.
Fizyoterapist hasta ile en çok temas kuran ekip üyesidir.

Fizyoterapi, Aile ve Serebral palsili birey birlikte planlama yapmalıdır. Hastanın pasif germe ile eklem hareket açıklıkları korunurken aktif kas kuvvetlendirmesi de uygulanmalıdır. Bu program sadece fizik tedavi ünitesinde uygulanırsa başarısızlık ihtimali çok artar. Hasta ve Hasta ailesi ilk günden eğitime dahil edilmelidir. Ayrıca hastanın evi de fizik tedavi progamına paralel olarak düzenlenmelidir. Elde edilen eklem hareket açıklıklarının korunması için ortez düzenlemesi yapılmalıdır.

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLER

Fizyoterapi programının başarısı uzun vadeli süreçte hastanın engelliliğinin önlenmesinde en önemli faktördür. Ancak hastalığın ağırlığına bağlı olarak fizyoterapi yetersiz kalabilir.  Fizyoterapinin yetersiz kaldığı durumlarda ortopedik cerrahi yöntemler ile tedavi planı genişletilir.

Ortopedik cerrahi:

Cerrahi girişim için en iyi zaman 6-7 yaş sonrasıdır. 4 yaşından önce kalça problemi dışında cerrahi işlemlerden kaçınılmalıdır.

BOTOX sinir kas bileşkesine etki eden geçici süreli olarak kasta gevşemeye sebep olan tedavi yöntemidir. Kastaki spastisiteyi (aşırı kasılma durumu) yaklaşık 6 ay süre ile azaltır. Kas gevşemesini takiben eklem hareketindeki kısıtlanma egzersiz ile geri kazanılır. Gerekli durumlarda BOTOX enjeksiyonu tekrarlanır. BOTOX enjeksiyonu tercihen anestezi desteğinde ameliyethanede yapılmalıdır. Ultrason eşliğinde yapılan enjeksiyonlar başarı oranını arttırır.

Yumuşak doku cerrahisi: Kaslara ve tendonlara uygulanan gevşetme ameliyatlardır. Alt ve üst ekstremitede uygulanır. Genellikle çok seviyeli olarak tek seansta planlanan tüm gevşetmeler yapılır. Takip eden süreçte hızlıca fizik tedavi uygulaması başlatılır.

Kemik cerrahisi:

Femur(uyluk) kemiğinde daha fazla olmak üzere alt ekstremite kemiklerinde oluşan deformiteler düzeltilit. Ayrıca dizini tam düzeltemeyen çocuklarda da kemik cerrahisi ile diz hareket açıklığı kazanılabilir.

Çoğu hastada yumuşak doku ve Kemik cerrahisi aynı seansta uygulanır. Eş zamanlı yapılması gereklidir. Cerrahi süre uzasa bile tek seansta büyük cerrahi girişim tercih edilir. Tekrarlayan küçük cerrahiler rehabilitasyon sürecini daha fazla kesintiye uğratacağı için tercih edilmez.

Ekstremite cerrahisi sonrası alçı uygulanan çocuklarda fiziksel kapasite azalır. Alçı sonrası ve kemik iyileşmesini takiben YOĞUN FİZİK TEDAVİ programı ile hasta ameliyat öncesi seviyesinden daha iyi fiziksel kapasiteye çıkarılır.

Kalça cerrahisi: Kalçayı içe çeken (adduktor) kasların aşırı aktivitesi ve femur anteversiyon açısının (bacakların içe dönük olması) fazlalığı sebebi ile SEREBRAL PALSİLİ BİREYLERDE KALÇA ÇIKIĞI DAHA SIK OLUŞUR.  Bu yüzden serebral palsinin ağırlığına bağlı olarak hastalar Pelvis  röntgeni ile takip edilir.  Kalça ekleminde olumsuz değişiklik tespit edilir ise acilen müdahele edilir. Kalça problemlerinde cerrahi müdahele için yaş sınırı söz konusu değildir.

Omurga cerrahisi:

OMURGA DEFORMİTESİ SEREBRAL PALSİLİ BİREYLERDE DAHA SIK GELİŞİR. Omurgadaki eğrilik bireyin oturma ve vucut dengesini bozar. Eğriliğin çok ilerlediği hastalarda göğüs kafesi ve karın içi hayati organlar olumsuz etkilenir. Omurga ortezleri ile kontrol edilemeyen eğriliklerde Cerrahi tedavi uygulanır. Uygulanan cerrahi  tedavileri takiben Fizik tedavi tekar devreye girer. Hasta iskelet erişkinliğine ulaşana kadar takip edilmelidir. TEKRARLAYAN CERRAHİ TEDAVİ GEREKEBİLİR.